Hepatit C, karaciğerin hepatit C virüsü ile enfeksiyonu olarak adlandırılır. Erişkinlerde akut hepatit C geçiren hastaların %70-80’i kronikleşme eğilimindedir. Kronikleşme, hepatit C virüsünün karaciğerde ve kanda dolaşarak organlara zarar verebileceği anlamına gelir.
Hepatit C’nin kronikleşmesi genellikle belirgin bir semptoma yol açmaz; bu durum, hastada yanıltıcı bir iyilik hali oluşturabilir. Ancak, sessiz ve sinsice ilerleyerek siroz hastalığına neden olabilir, nihayetinde karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilir. Bu nedenle, düzenli bir gastroenteroloji uzmanı takibi gereklidir.
Günümüzde, Hepatit C enfeksiyonunun kalıcı tedavisi, yeni geliştirilen antiviral ilaçlar sayesinde mümkün hale gelmiştir. Türkiye’de bu ilaçlar mevcuttur ve tedavi ile %95-98 oranında Hepatit C iyileştirilebilir. Hangi ilacın uygun olduğuna karar vermek için hekiminiz gerekli tahlilleri ve kontrolleri yaptıktan sonra bir plan oluşturacaktır.
Hepatit C hastalarının takip planı şu şekildedir:
Günümüzde, Hepatit C’nin etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi için yeni antiviral ilaçlar bulunmaktadır. Tedavi başarıyla tamamlandığında, hastaların büyük çoğunluğu iyileşme gösterir. Ancak, tedavi sonrasında bile karaciğer tümör riski devam etmektedir. Bu nedenle, Hepatit C hastalarının düzenli takip ve kontrol muayeneleri gereklidir.
Takip planı, hastanın klinik durumuna bağlı olarak belirlenir ve kan tahlilleri ile ultrason incelemeleri periyodik olarak gerçekleştirilir. Özellikle siroz durumunda bu takip daha sık olabilir. Hepatit C tedavisi, sadece virüsü temizlemekle kalmaz, aynı zamanda siroz ve karaciğer tümörü gelişimini engelleme amacını taşır.
Hepatit C’ye bağlı siroz geliştiğinde, karın sıvı birikmesi, yemek borusunda varis oluşumu, karaciğer koması ve sarılık gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Bu aşama genellikle geri dönüşsüz olup, tedavi seçenekleri sınırlıdır. Bu nedenle, erken teşhis, düzenli takip ve etkili tedavi, Hepatit C ile mücadelede kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Hepatit C’nin etkili bir tedavisi bulunsa da hastaların sürekli takip ve kontrol altında tutulması hayati öneme sahiptir, çünkü tedavi sonrası dahi karaciğer tümörü riski devam etmektedir.
DOÇ. DR. TURAN ÇALHAN © 2023 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.